7 Ekim 2009 Çarşamba

KAPADOKYA


Güzel Atlar Diyarı namı diğer Kapadokya’ya nihayet gidebildim. Görmek istediğim ilk üç yer sıralamasında Nemrut, Çatalhöyük ve Kapadokya bulunuyordu birini gezdim ama bana yetmedi, sanırım birde başka bir mevsimde oraları görmem gerek.
Bölgeyi halis mulis yerli yani Göreme’li rehberimiz Emin Sucu ile gezdik. Namını daha gitmeden duymuştum, onaylamış oldum. Yol arkadaşınız iyiyse sizde gezinizde ihya oluyorsunuz. Emin Bey’de adı gibi emindi :) nerde yiyelim dediyse nereyi ziyaret edelim dediyse çok memnun kaldık. Güler yüzü de KDV’si oldu.

Gezimizin ilk durağı aç karınları doyurmaktı tabi, Ağaçlı Tesislerinde leziz bir kahvaltıdan sonra hemen şu ünlü Ihlara Vadisi’ne düştük. Vadi içindeki kiliseler de, Emin Bey’in anlattıkları da oldukça ilgi çekiciydi. Merdivenleri inip çıkarken ufak tefek zaiyat verdik ama mühim değil. Oradan bir krater gölü olan Nar Gölü’nü de fotoğraflayarak yola devam ettik.




Kaymaklı Yeraltı Şehri benim için en ilgi çekici mekandı. Yeraltında yaşam çok enteresan bir o kadarda eğlenceli görünüyor ama korkutucu değil. Şehir toplam 8 kattan oluşuyor, tüm katlar ziyarete açık değil. Giriş katında hayvanların bağlandığı yerler ,yiyeceklerin depolandığı bölümler, şarap yapımında kullanılan odalar, ortak mutfak alanları , birçok oda ve geçiş koridorları bulunuyor. Değirmentaşı biçimindeki kapılarla bölümler arası kapatılabiliyor. Düşman saldırılarından korunmak için burlarada yaşamışlar çok ilginç. En güzel yanı doğal havalandırması, burada modernliğin sembolu metroda bile havsız kalıyoruz ama orada hava mis.

Bir diğer durak Avanos , Özgür Çömlekçilikte tezgaha geçip saksı bile yapamayarak başarılarıma bir yenisini ekledim :) Saksı olmadı o zaman bende bildiğim yerden toprakla muhatap olurum dedim. Ricam üzerine güzelim kırmızı topraklarından hediye ettiler, bende bir sürü uğraştan sonra kendi boyamı yapacağım ve ebrularıma Kapadokya rengi katacağım. Burada yapılan çömleklere tabaklara Hitit figürleri işlenmekte. Fiyatları biraz pahalı gelebilir ama el emeği pahasızdır.
Uçhisar Kalesi, Hititler döneminden kalma ve Ortahisar ile Başhisar çevresine uzanan birbirlerine bağlanan uzun tüneller olduğu söylenmekte ama henüz bilinen kesin bir bağlantı yok. Bence vardır ,neredeyse tüm vadinin içi oyularak yaşam alanı haline getirilmiş, aralarında bir bağlantı olması kaçınılmaz. Buradan kuşbakışı manzara çok güzel, birçok peribacasında da güvercinlikler var çünkü gübresi tarım için önemli.


Paşabağı diğer adıyla Keşişler Vadisinde iki ve üç başlıklı birleşik peribacaları bulunuyor, oluşumları bozulmuş ve yeni oluşmakta olan peri bacalarınıda burada görebiliyoruz.




Göreme Açık Hava Müzesi'nde çok sayıda kilise ile keşişlere ait yemekhaneler, mezar odaları, kiler ve mahzenler bulunuyor. Burası Unesco tarafından milli park ilan edilen mekanlardan ve dolayısıyla diğer alanlara göre daha korunaklı ve bakımlı.


Üç güzelleri görmeden olmaz tabi , farklı bölgelerde farklı ve ayrı güzellikleri olan Peribacaları bulunuyor. Ayrıca bölgenin volkanik yapısı dolayısıyla başka oluşumlarda mevcut. Onyx taşıda bunlardan biri, bölgede birçok atölye ve satış noktasıda bulunuyor. Bunlardan birini ziyaret edip yapım aşamasınıda gördük. Çanak , Çömlek , Çini , Onyx taşından hediyelikler, Tüf , ponza taşı , Çifte Kavrulmuş Kabak Çekirdeği ve şarap hediye olarak alınacakların başında geliyor.


Gezecek çok yer var ama 2 güne sığanlar dolu dolu bunlardı. Şimdi gelelim nerde ne yenir?, nerde kalınır? Ne yapılmalıdır?



Yemek için gitttiğimiz mekan Uranus Sarıkaya’ya hayran kaldım, bir tepenin içinde oyulmuş bu restorantın çok mistik bir havası var. Burda herşey yerin altında yapılmış, restorant bile :). Resimlerde de gördüğünüz üzere testi kebap masanızda açılıp servis ediliyor, yemekler leziz mekan çok güzel. Ama tek olarak buraya gidilemiyor, bir tur ile gidebilirsiniz. Turla Kapadokya ya gidecekseniz çok şeye dikkat etmeniz gerekiyor.

.


Konaklama için en güzeli taş oteller, özellikle bizim kaldığımız Stone House Cave Hotel’i tavsiye ederim. Şirin, temiz ve sıcak bir havası var. Ben çok anlatmıyacağım resimlerden anlarsınız. Hotel’imiz gezinin yorgunluğundan sonra ilaç gibi geldi diyebilirim.



Birde genelde turların çoğunda seçeneklerde bulanan Türk gecesine gidip eğlen coş yapılmalı, sema gösterisi izlenmeli. Balon turunuda unutmamak lazım, balonun tadını çıkarmak nasip olamadı ama doya doya izledim, bir dahaki sefere artık. Balon turları 150 € civarı ve 1 saat kadar sürüyor. Ayrıca at çiftliklerine gidilip atlarla turda yapılabilir ama Güzel Atlar Diyarı ismi mazide kalmış çünkü at çiftliği malesef beklediğim gibi değildi. İsim nedeniyle beklentim yüksek tutmuştum yanılmışım.



Çok uzun yazdım aklımda daha birçok ayrıntı ve güzel anı kaldı. Onlarda naçizane bana kalsın. Ama muhakkak Kapadokya’yı görün hem daha uzun bir tatil planlayın hemde bölgeyi iyi bilenlerle gezin. Gezi Keyfi grubu ve Fahri Yardımcı’yı her zamanki gibi tavsiye ediyorum. Özellikle Kapadokya turları en iyi turlarından biri.
Yine gezdiğim yerleri yazmak için bir yerlere gider, keyifle yazarım .Çok geziyorsun diyen arkadaşlarıma naçizane kulağınıza küpe olsun diye bir sözüm var. Ben çok gezmiyorum siz çok az hatta hiç gezmiyorsunuz. Saygılarımla :)
NOT: Resimlerin büyük boyları için üzerine tıklayınız.

1 yorum:

Ankara Otel dedi ki...

Yorum: Otelin iyi olması, insanda ki bütün yorgunlukları alıyor, sizinde dediğiniz gibi.