Bugün bloğumda karalamaya başlayalı tam 1 yıl oluyor. Arkadaşım Yeliz ve Barış'ın dürtmeleriyle başladığım, benim için eğlenceli bu blog macerası sürmesi gerektiği kadar devam edecek. Bloğum olmadan önce yeni albümler çıktıkça, geziler ve konserler oldukça eşe dosta e-posta gönderir haberdar ederdim. Bloğum sayesinde hem dostlarımla hem de tanımadığım bir çok kişiyle bu haberleri paylaşabildim. Bu sayede yeni insanlar tanıdım, yeni şeyler öğrendim. Yani yine ben karlıyım. Anlattığım hikayeler paylaşımlarımdan kendine kar çıkaran memnun olan varsa gayet mutlu olurum. Çünkü ben bloğumda sadece sevdiğim şeylerden bahsediyorum, sevmediğim hiçbirşeyi buraya taşımadım. Zaten sevmediklerimden bahsetmeyi pek sevmem sevdiğim herşey dillendikçe çoğalıyor, paylaştıkça anlam kazanıyor. Bu yüzden bloğun ismi Çilek Reçeli. Çilek en sevdiğim tatlı , evet tatlı dedim onun tadı ve kokusu çok hoş bir rahatlık veriyor insana bu yüzden en çok onun tadını seviyorum. Ve küçükken ekmeğin üzerine sürdüğümüz çilek reçeli en eğlenceli yiyecekti benim için. İşte o küçük 'ben'in en sevdiği şey bu bloğun ismi oldu.
Çilek Reçeli'ne bir göz atınca sevdiğim şeylerin hepsinden bahsetmeye fırsatım olmadığını farkettim. Bu 1 yıl içinde okuduğum kitaplardan pek bahsetmediğimi farkettim. İşimi bloğa daha çok taşımışım ama müzik en önemli habeler içinde benim için. Yaptığım takı ve aksesuarları hiç koymadım, çünkü onları yaptıkça takıp takıştırıyorum zaten. Arkadaşlarım bloğuma koymamı istiyor ama ben tembellik etmişim. Birde bu zaman içinde çok sevdiğim Ebru Sanatından biraz uzak kaldığımdan, pek ebrulardan bahsedememişim. Sonbaharda ebru teknemi tekrar açıp, yapmaya başlayacağım. O zaman yeni ebrularımı burdan paylaşabilirim.
Blog dünyasındaki paylaşımlarla beni karlı çıkaran ve bu kara ortak olup beni takip eden tüm dostlara teşekkür ederim.
Çilek Reçeli artık 1 yaşında koca bir blog :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder